Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu sanık Abdullah Türkoğlu getirildi.
Maktul Servet Bakırtaş‘ın eşi ve kızları, Bakırtaş’ın yeğeni Öznur Tufan‘ın yeğeni katıldı. İstanbul Barosu Lideri Filiz Saraç ve birtakım vilayetlerin baro liderleri ile çok sayıda avukat duruşma salonunda hazır bulundu.
‘SAHTE KİMLİĞİ YERDE BULDUM’
Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada kendisine adresi sorulan sanık Abdullah Türkoğlu, cezaevine girmeden evvel sokaklarda yaşadığını, bu nedenle sabit bir adresinin olmadığını söyledi.
Mahkeme lideri iddianameyi okuduktan sonra savunma yapan sanık Türkoğlu, “Daha evvel verdiğim tabir geçerlidir” dedi.
Sanığın savunmasında öteki bir şey söylememesi üzerine mahkeme lideri sanığın daha evvel savcılıkta ve kollukta verdiği ifadeyi okudu. Sanık, cinayette kullandığı silahı intihar etmek için aldığını tez etti. Geçersiz kimlik taşımasına ait sorulan soruya, “Kimliği yerde buldum, üzerine kendi fotoğrafımı yapıştırdım. Kimliği öylesine aldım” dedi.
AKIL SIHHATİNİN YERİNDE OLMADIĞINI TEZ ETTİ
Abdullah Türkoğlu, yaralama cürmünden ötürü cezaevine girdiği için tahliye olduktan sonra kimsenin kendisine iş vermediğini söyleyerek “Bana yaşama hakkı vermediler. Hırsızlık yapamam, kimseyi dolandıramam, işe gereksinimim vardı. İstedikleri tazminat 900 bin TL idi. Avukatlık fiyatlarını ödedim. Bu tazminatı hazmedemedim. Gayem kendimi öldürmekti. Savcılıktaki sözümde, öldürmeye 1 sene evvel karar verdiğim savı palavradır. Bu türlü bir şey yok. Silahımı 2019 yılında kendimi öldürmek için cezaevindeyken tanıştığım bir arkadaşımdan aldım” dedi.
Sanık Türkoğlu mahkemeye cezaevinden yazdığı dilekçesinde akıl sıhhatinin yerinde olmadığını, bu mevzuda rapor alınmasını talep etti. Mahkemenin sorusu üzerine, “2000’li yıllarda alkol ve uyuşturucu tedavisi gördüm. Bir sefer da intihara teşebbüs ettim” halinde yanıt verdi.
Sanık Türkoğlu’nun barodan atanan avukatı, “Meslektaşıma yönelik yapılan bu hareketi kabul etmem mümkün değildir. Hakikat bulmuyorum. Baro tarafından mecburî olarak atandığım için savunmamızı yazılı olarak sunmak için mühlet istiyoruz” dedi.
‘TOPLU BİR KATLİAM YAPMAYI DÜŞÜNDÜ’
Maktul avukat Servet Bakırtaş’ın eşi Günselin Bakırtaş ile kızları, duruşmaya katılmak istediklerini ve sanığın cezalandırılmasını talep ettiler.
Öznur Tufan’ın yeğeni Burak Ocak tabirinde olay günü gayenin kendisi olduğunu söyleyerek, “Canice işlenmiş iki cinayet vardır. Ben de öldürülebilirdim. Büsbütün tesadüf yapıtı yoldaydım. Muhtemelen yolda arıza yaşamasaydık o anda mağazada ben de olabilirdim. Sanığın o günü bilhassa seçtiğini düşünüyorum. Zira biz ailecek bayramdan evvel mağazada oluruz. Toplu bir katliam yapmayı düşündü. Teyzem emekli makine mühendisiydi ve mağazanın muhasebesini tutuyordu. Olay günü de o yüzden oradaydı. Ben onun eline doğdum. Beni o büyüttü. 72 yaşında olmasına karşın hala benimle savaşıyordu. Benim kolumu kanadımı kırmak için o bayanı öldürdü” sözlerini kullandı.
AKIL SIHHATİ RAPORU ALINACAK
Mahkeme heyeti, tutuklu sanık Abdullah Türkoğlu’nun tutukluluk halinin devamına karar verdi. Heyet, Türkoğlu’nun akıl sıhhatinin yerinde olup olmadığına dair İsimli Tıp Kururmu’ndan rapor alınmasını istedi. Mahkeme, İstanbul Barosu ve başka vilayetlerin barolarının davaya katılma taleplerinin reddine karar vererek duruşmayı erteledi.
İDDİANAME
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Abdullah Türkoğlu’nun 2014 yılında Yenibosna Spotçular Çarşısında iş yeri olduğu, birebir yerde iş yeri olan Burak Ocak’ı tartışma sonucunda silahla yaraladığı gerekçesiyle cezaevine girdiği, cezaevinden tahliye olduktan sonra Burak Ocak’ın avukatı maktul Servet Bakırtaş’ın kendisine haciz süreçleri yaptığı anlatıldı.
Avukat Bakırtaş’ın cezaevinde bulunduğu süreçte ablasına sattığı konut ile ilgili tasarrufun iptalini istemesi ve 900 bin TL’lik tazminat davası açması nedeniyle Burak Ocak ve Bakırtaş’a hasımlık beslediği ve her ikisini de öldürmeye karar verdiği kaydedildi. Sanık Abdullah Türkoğlu’nun 6 Temmuz 2022 tarihinde saat 13.03’te Servet Bakırtaş’ın avukatlık ofisine gittiği, kapıyı çaldığı, maktulün kapıyı açtığı, sanığın konuk koltuğuna oturduktan sonra “Ben Abdullah Türkoğlu beni hatırladınız mı” diyerek yanında getirdiği ruhsatsız silahla göğüs ve boyun bölgesine iki el ateş ederek öldürdükten sonra olay yerinden kaçtığı belirtildi.
Sanık Abdullah Türkoğlu’nun Bakırtaş’ı öldürdükten sonra silahı yanında getirdiği poşete koyarak ayrıldığı, Öznur Tufan’ı yeniden yanında bulunan ruhsatsız tabanca ile boyun kısmına tek el ateş ederek öldürerek kaçtığı anlatıldı.
İddianamede, sanık Abdullah Türkoğlu’nun olaydan 1 yıl evvel avukat Servet Bakırtaş’ı öldürmeye karar verdiği, daha öncesinde olayda kullandığı ruhsatsız silahı satın aldığı, düzmece nüfus cüzdanını olay sonrasında kaçmayı düşündüğü için yanında bulundurduğu formundaki beyanı dikkate alınarak kabahati tasarlayarak işlediği kaydedildi. Sanığın Öznur Tufan’ı ise ani gelişen öldürme kastıyla gerçekleştirdiği anlatıldı. İddianamede, sanık Abdullah Türkoğlu’nun “Tasarlayarak ve kişinin yerine getirdiği kamu vazifesi nedeniyle adam öldürmek” ve “Kadına karşı taammüden öldürmek“, “Resmi dokümanda sahtecilik” ve “Ruhsatsız silah taşıma” cürümlerinden iki sefer ağırlaştırılmış müebbet mahpus ve toplam 3 yıldan 8 yıla kadar mahpusu cezasıyla cezalandırılması talep edildi.
‘EN AĞIR CEZAYA ÇARPTIRILMALARI İÇİN DAVANIN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ’
Duruşmanın akabinde İstanbul Barosu Lideri Filiz Saraç basın açıklaması yaptı.
Baro lideri Saraç açıklamasında, “Meslektaşımız Servet Bakırtaş, mesleğini yaptığı için ofisinde taarruza maruz kaldı ve katledildi. Acısı hala yüreklerimizdedir. Kendisini rahmet ve hürmetle anıyoruz. Meslektaşlarımızın hücumlara maruz kalmaları ve vefatları bizleri derinden yaralıyor. Savunma hakkı kutsaldır. Savunmanın olmaması, yargının olmaması demektir. Avukatlar misyonlarını yapıyor, yapmaya da devam edecekler. Pahalı meslektaşımız avukat Servet Bakırtaş ve misyonu başında katledilen tüm meslektaşlarımız için, akına uğrayan, darbedilen bütün meslektaşlarımız için sesimizi daha da gür çıkarmaya devam edeceğiz. Katillerin hukuk önünde en ağır cezaya çarptırılmaları için davanın takipçisi olacağız” dedi.