Olay, 22 Ocak’ta saat 12.00 sıralarında, Ahievran Mahallesi 726’ncı Sokak’ta meydana geldi. Antalya’da misyonlu özel harekat polisi Hüseyin Emre Yılmaz, Kırşehir Emniyet Müdürlüğü’nde misyon yapan boşanma kademesindeki eşi Aslı Yılmaz’ın yanına geldi. Oğulları A.Y.’yi arabada bırakan çiftin, çocuklarının velayeti nedeniyle sokaktaki tartışması, arbedeye dönüştü. Hüseyin Emre Yılmaz, belinden çıkardığı tabancayla eşine 10 el ateş edip öldürdü, akabinde birebir silahla kendini vurdu. Başından yaralanan Yılmaz, çağrılan ambulansla, Kırşehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Aslı Yılmaz’ın cenazesi de birebir hastanenin morguna konuldu. Olay, etraftaki bir kişi tarafından cep telefonuyla görüntülendi.
Çiftin çocukları A.Y., devlet müdafaasına alındı. Aslı Yılmaz, dün Malatya’da toprağa verilirken, Hüseyin Emre Yılmaz’ın hastanedeki tedavisi ise sürüyor.
OLAYIN AYRINTILARI ORTAYA ÇIKTI
Bu ortada, olaya ait yeni ayrıntılar ortaya çıktı. Geçen yıl mayıs ayında Hüseyin Emre Yılmaz tarafından açılan boşanma davasında Aslı Yılmaz, boşanmak istemediğini çocuklarının bulunduğunu söyledi.
Bunun için eşi Hüseyin Emre Yılmaz’a ileti atan Aslı Yılmaz’ın, “Sana düşünmek için 24 saat vakit veriyorum. Hüseyin, beni de çocuğunu da kuralsız, şartsız seveceğini söylüyorsan buyur gel. Konutumun, yuvamın kapılarını açıyorum sana. Vazifeye gideceksin, aklın ne bizde kalsın ne de bizim aklımız sende. Sonuçta çocuğumun babasısın. Âlâ düşün, ben sana koşullar, şart sunmadan gel diyorum. Ha kabul etmiyorum diyorsan da kendin bilirsin. Ben çocuğum için atıyorum bu adımı karar senin” dediği ortaya çıktı.
Bu teklifi kabul etmeyen Hüseyin Emre Yılmaz, eşine boşanma davası açtı. Akabinde Hüseyin Emre Yılmaz, eşini rahatsız edince Aslı Yılmaz, Kırşehir Aile Mahkemesi’ne başvurup uzaklaştırma kararı istedi. Mahkeme Hüseyin Emre Yılmaz’ın 6 ay mühletle boşanma etabındaki eşinden uzaklaştırılmasına karar verip, silahına da el koydu. 6 Aralık’ta Yılmaz’ın uzaklaştırma kararı sona erdi. Aslı Yılmaz, uzaklaştırma kararının uzatılması için bu sefer eşinin vazife yaptığı kent olan Antalya 9’uncu Aile Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme, yapılan başvuruyu şüphelinin şiddette bulunacağına yönelik kanıt olmadığı için reddetti.
Reddetme münasebetinde şu tabirlere yer verildi:
Tüm evrak kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, karşı tarafın talep edene yönelik şiddet aksiyonunda bulunduğuna yahut bulunacağına yönelik kâfi kanıt ve emare sunulmadığı, 6284 sayılı kanun kapsamında önlem verilmesini gerektirir şiddetin varlığına devam ettiğine yönelik somut beyan ve kanıt bulunmadığından bu kapsamda yasal kaideleri oluşmayan talebin reddine karar vermek gerekmiş. Önleyici önlem kararı verilmesi talebinin, reddine karar verildi.
ÇOCUĞUNUN ÖNÜNDE ÖLDÜRMÜŞ
Hüseyin Emre Yılmaz’ın el konulan silahı da kendisine yine teslim edildi. Bunun üzerine Hüseyin Emre Yılmaz, süreksiz velayeti annesinde olan oğlu A.Y.’yi olaydan 2 gün evvel yanına aldı. Olayın gerçekleştiği gün de çocuğu yanında getirip, tartışma sırasında arabada bıraktı. Akabinde çocuğunun gözleri önünde, kendisine teslim edilen tabancasıyla, eşini 10 el ateş edip öldürdükten sonra kendini vurdu.
‘ANNEMİ ÇOK SEVİYORUM’
A.Y. psikolog eşliğinde alınan sözünde, “Babamla annem konuşuyorlardı. Babam çok sonlandı. Otomobilin yanındalardı. Babam otomobilin kapısını kapatarak anneme 20 defa ateş etti. Ben çok korktum. Annemi çok seviyorum” dediği öğrenildi.