İzmir’in hoş ilçesi Foça kaygılı mi sıkıntılı son günlerde…
İlçeye kurulmak istenen doğal taş ocağı projesinin ÇED sürecine itirazlar devam ediyor etmesine lakin halk huzursuz.
Herkes bölgede bulunan Pers Mezar Anıtı’nın da içinde bulunduğu doğal ve tarihi sit alanın ziyan göreceğinden telaş duyuyor.
Haksız da değiller.
Ayrıca kurulması düşünülen taş ocağının etrafında zeytinlikler de mevcut.
Bu projenin başlaması ile büyük bir etraf kirliliğinin ve olumsuz sıhhat şartlarının oluşacağı aşikar.
Bu durumdan zeytinlikler de nasibini alacak elbette.
Sadece zeytinlikler mi?
Tarım alanlarının, arıcılık faaliyetlerinin hatta bölgedeki DSİ Baraj suyunun bile kurulması planlanan ocak nedeniyle ziyan göreceği açık.
Her vakit söylüyorum ve söylemeye devam edeceğim.
AKP iktidara geldiği günden beri maalesef ülkenin ormanlarını, su kaynaklarını, madenlerini, kıyılarını işverenlerin yağmasına açmakta ve Türkiye’nin doğal zenginliklerini telafisi mümkün olmayacak biçimde tahrip etmektedir.
Taş ocağı kurmak istediğiniz alan 2500 yıllık bir tarihi içerisinde barındıran Pers Mezar Anıtı’na da ziyan verecek bunu biliyor musunuz?
Bu yapı bir mezar anıtı olup, büyük bir kaya kütlesinin oyulmasıyla oluşturulmuş ve Anadolu’daki Pers egemenliği devrinden günümüze ulaşmıştır.
Bu kadar değerli bir varlığı taş ocağı için kaybetme tehlikesini göze almak dahi büyük bir ayıptır.
Başta Foça halkı olmak üzere ülkesinin her bir karış toprağı için uğraş edecek olan herkes buranın yok edilmesine asla geçit vermeyecektir.
Bu talana ve tabiatın göz nazaran göre yok olmasına müsaade verilmeyecektir.
Bahsettiğimiz DSİ barajı suyun kaynağı demek.
Su muhtaçlığının, ömür kaynaklarının kurutulmasını nasıl göz gerisi edebiliriz ki!
Ormanlarıyla, tarihi dokusu ve su kaynaklarıyla, kıyılarıyla ve tüm doğal zenginlikleri ile övündüğümüz bu ülkeyi her bahiste yormak ve halkı bu kadar üzmek ile elinize ne geçiyor inanın anlaşılır üzere değil!
2002 yılından itibaren “İsraf iktisadı değil, üretim ve randıman iktisadına geçiyoruz” diyerek Türkiye’nin elinde “üretim” yapacak fabrika bırakmadınız.
Bu da yetmezmiş gibi “Yol yapacağız” diyerek, ormanları katlederek ülkemizin eşsiz hoşluklarını özelleştirdiniz.
Hiçbir şey sizi durduramadı.
Şimdi sıra “Durmak yok, yola devam” mottosuyla, geleceğimiz olan tarihi dokumuza, su kaynaklarımıza geldi.
Yeter!
Düşün bu milletin sırtından artık!
Ülkemizin eşsiz hoşlukları de bizlere kalsın!