CHP Küme Başkanvekili Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün akşam Kanal D ve CNN Türk’ün ortak yayınında katıldığı yayınla ilgili açıklamalarda bulundu. Özel, Erdoğan’ın karşılıkları prompterden okuduğunu tabir ederek “Cesaretin varsa Kemal Bey’in karşısına çıkacaksın. Kanalı, gazetecileri sen belirle. Sen sorularını yeniden hazırlat, biz gazetecilerin soruduğu sorulara karşılık vereceğiz. Fakat sen sanki Kemal Bey’in soracağı sorulara cevap verebilecek misin? Yok. Orada tutulurlar. Dut yemiş bülbüle dönerler. Hodri meydan” diyerek davette bulundu.
Özel’in konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“AKP’NİN NE KADAR SEVİYESİZLEŞEBİLECEĞİNE ŞAHİT OLDUK”
Türkiye, hafta başında Mersin’deki bombalı akın sonucunda şehit olan polisimize ağlarken ve yararlılarımızın bir an evvel şifa bulmasını beklerken tükenmiş, bitmiş ve devayı bir şehidin üzerinden siyasi rakiplerine saldırmakta bulmuş bir partinin, AKP’nin ne kadar seviyesizleşebileceğine şahit olarak geçirdik bu haftayı. Geldiğimiz noktada birtakım gelişmeler var.
ERDOĞAN, TÜM SORULARIN KARŞILIKLARINI PROMPTERDEN OKUDU
Dün akşam Recep Tayyip Erdoğan ne diyor? Dört gazetecinin karşısında soruları cevaplıyor. Daha evvel kamera kayıyor, prompterler görünüyordu. Oradaki imajlardan sonra çok sıkı önlem aldılar, dün akşam imajda prompter yok. Var mı yok mu vallahi de var billahi de var. Aydınlatma ışığının altında, ekranın üstünde prompteri koymuşlar. Lakin Abdulkadir Selvi’ye yakın çekim yapmamak suretiyle prompteri kadraja sokmamayı başardılar. Ben diyorum ki dün Recep Tayyip Erdoğan, tüm soruların yanıtlarını prompterden okudu. Oradaki dört sayın gazeteciden birisi çıkıp yalanlasın, çıkıp özür dilerim, ben palavra attım diyeceğim. Cumhurbaşkanlığı yetkilisi yalanlasın, prompter yoktu diye. O denli bir periyoda gelmişiz. 20 yıllık iktidarın sonunda gazetecilerin karşısına soruları almadan çıkamayan birisi yönetiyor ülkeyi. Soruların yanıtlarını ekrandan okuyor.
CESARETİN VARSA KEMAL BEY’İN KARŞISINA ÇIKACAKSIN
Bizim iktidarımızda gazeteciler özgürce soracak. Bizi nereye davet etseler gidiyoruz arkadaşlar. Ben TV NET’e, Yeni Şafak’ın televizyonuna gittim, çayımı içtim, ikinci kata çıktım. Sor kardeşim dedim, ne sorduysa yanıt verdim. Dedim ki ortada çağırın ki birikmiş palavraları tüketelim. Zira dünyanın iftirasını oradaki gazeteci atmıyor, daha evvel birikmiş haberler… CHP milletvekilleri terör örgütü cenazesine gitti mi? Palavra olduğu teker teker çıktı. Burada da ispatlamıştık. CHP hakkında ne kadar iftira varsa hepsi çöktü, gitti. Lakin düşünün ki kendisini hiç rahatsız etmeyecek sorular olduğu halde soruları önden alıp karşılıkları ekrana yazdıran birisi yönetiyor ülkeyi. Yıl 2022. Basın özgürlüğü, gazetecilerin oradaki pozisyonu… Hiç girmiyorum… Cüretin varsa Kemal Bey’in karşısına çıkacaksın. Kanalı, gazetecileri sen belirle. Sen sorularını yeniden hazırlat, biz gazetecilerin soruduğu sorulara cevap vereceğiz. Lakin sen sanki Kemal Bey’in soracağı sorulara karşılık verebilecek misin? Yok. Orada tutulurlar. Dut yemiş bülbüle dönerler. Hodri meydan, yaptığı icraata güvenen, yaptığı rezillikleri savunabileceğine ve milleti ikna edebileceğine inanan hodri meydan çıksın karşımıza.
YA ALLAH’TAN KORK
Dün ne diyor ‘O gazetecilerin hiçbiri tez edildiği üzere gazeteci değil. Terörist olduklarını en baştan söyledik, hala söylüyoruz. Lakin bunlarda yüz yok. Yargı bunları terörist oldukları için cezalandırıyor.’ Ya Allah’tan kork. Bir örnek üzerinden gidiyorsun da Mustafa Balbay, Mehmet Haberal, Tuncay Özkan, Hikmet Çiçek, Nedim Şener, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu… Bunlar burada. Haydi hepsi bir yana… Nedim Şener’e biz o gün de terörist diyorduk, gerçek, bugün de terörist diyorduk diyor. Buna da yanıtı Nedim Şener versin.