Hatay Büyükşehir Belediye Lideri Lütfü Savaş, basın toplantısı düzenledi. Savaş, Hatay Büyükşehir Belediyesi ile Birleşmiş Kentler ortasında Hatay’ı memleketler arası alanda tanınır hale getirmek, kenti yine inşa etmek ve çağdaş bir kent kurmak için 10 yıllık muahede imzaladıklarını duyurdu.
Toplantıda açıklama yapan Savaş, “İlk 10 günden itibaren yaralarımızı nasıl saracağımızı ve Hatay’ı bundan sonra nasıl dimdik ayakta tutarız, bir sonraki sarsıntıda insanların hayatını kaybetmesini nasıl önleriz diye çalışmalara başladık. Sivil toplum örgütlerimiz, kurum ve kuruluşlarımızla, üniversitelerimizle, yurtdışındaki sivil toplum örgütleriyle temasa geçtik. Kentimizin bundan sonra bu üzere afetlerden en az düzeyde etkilenmesi için, kentimizin akıllı, sağlıklı, inançlı ve sürdürülebilir istedik. Bunun için Birleşmiş Kentler kuruluşu ile irtibata geçtik. 22 gün evvel çalışmalarımıza başladık ve Birleşmiş Kentler ile bir muahedeye vardık. El birliği ile Hatay’ı daha sağlıklı bir kent nasıl yaparız, diye çalışma yaptık. Konuttan güç üretim ve tüketimine, ulaşıma, eğitime ve yenilebilir güç üretimine, bunun tasarruflu biçimde mesken ve iş yerlerinde kullanılmasına varana kadar ‘yaşanabilir ve sürdürülebilir’ bir kenti nasıl yapacağımızı konuştuk. Sonuç itibariyle mutabakata vardık. Bundan sonraki süreçte hem bizim kendi üniversitelerimizden ve yurt dışından görüştüğümüz uzmanlar, hem de Birleşmiş Kentler himayesindeki 25 tane uzman ile Hatay’ı tarihi kimliğiyle, kültürel birikimiyle yine inşa edeceğiz” dedi.
‘ŞEHRİ TERK ETME LÜKSÜMÜZ YOK’
Şehri terk etmeyeceğini söyleyen Savaş, “Beni arayıp, ‘Milletvekilliğine aday olacak mısınız’ diye soruyorlar. Bugün istifa edip, milletvekilliği adaylığı konusunu konuşacak olursak ben kendimi vatan haini ilan ederim. Hoş günlerde biz hemşehrimizle birlikte bu kenti yönettik, en makus günde bizim bu kenti terk etme lüksümüz yok” dedi.
‘BİNA ÜRETİMLERİ HIZLANDIRILSIN LAKİN DAHA GEÇ YAPILSIN’
Bilime uygun hareket edeceklerini belirten Savaş, “Bilim, artçı sarsıntıların devam edeceğini söylüyor. Bilim insanları artçılar devam ederken, temel atmanın yanlışsız olmadığını söylüyorlar. Artçılar devam ederken yapılan binanın sakat olduğu manasına geliyor. 1 senede değil de 1,5 senede yapılsın. Bina üretimleri hızlandırılsın lakin daha geç yapılsın. Erken yapıp da insanları sorunlu meskenlerde oturtmanın yanlışsız olduğunu düşünmüyorum. Sarsıntı bilimsel bir gerçektir. Bu durumun siyasete evrilmesinin hakikat olmadığını düşünüyorum. Bu nedenle geç olsun fakat sağlıklı olsun diyorum” diye konuştu.
Hatay Valisi Rahmi Doğan, zelzelenin 39’uncu gününde, milletvekili aday adayı olmak için istifa etmişti.
‘BU SÜREÇTE KONTEYNER YETİŞMİYOR’
Konteyner gönderilmesini istemediği tarafındaki tezler hakkında konuşan Savaş, “Bu süreçte konteyner yetişmiyor. Kıymetli ve gitgide de fiyatı arttı. Hem de 2 konteyneri 1 TIR getirebiliyor. Konteyneri kışın ısıtman gerekiyor, yazın klima takman gerekiyor. İşi bittiğinde bertaraf etme bahtın yok. Etraf kirliliğine neden oluyor. Lakin çadır çok daha ucuz. 1 TIR’da yüzlerce çadır getirilebiliyor ve yüzlerce aileye dayanak olunabiliyor. Çok ucuz olduğu için çok alınıp, daha fazla insanımıza katkı sağlanabiliyor. Tıpkı vakitte Hatay’da 8 ay yaz, 4 ay da kış oluyor. Çadırda klimaya gereksinim yok ve çok daha fazla insanın çadırdan faydalanabileceği düşünüldüğü için AFAD ile birlikte karar alındı, o karar alınırken ben de vardım. Ben bu kararı paylaştım. Bize 1 TIR’da 2 konteyner göndereceğinize çok sayıda çadır gönderin, daha fazla beşere ulaşalım, dedim. Zira o günler hava soğuktu ve yağmur vardı. Beşerler battaniye bulduğuna bile seviniyordu. Günün kaidelerine nazaran bunun konuşuluyor olması lazım. Biz kimseye ‘Konteyner göndermeyin’ demedik. Acil olması nedeniyle, daha fazla beşere ulaşmak için ‘çadır’ dedik. Konteyner gönderenleri kabul ediyoruz. Biz de konteyner alıyoruz. Mansur Yavaş’ın konuşmasının bir kısmını almışlar. Güya Lütfü Savaş konteyner istemedi üzere lanse etmeye kalkıyorlar. Bunları bu süreçte çok gördük. Biz burada acıları dindirmeye, Hatay’ı ayağa kaldırmaya çalışırken, birileri toplumsal medya üzerinden çamur atma peşinde” tabirlerini kullandı.