Yargıtay tarafından terör örgütü olarak tanımlanmasına karşın Türkiye’de faaliyetlerine devam eden Hizb-ut Tahrir’in yayın organı Esaslı Değişim, 25 Aralık’ta Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) 1 km uzaklıktaki Kocatepe Kültür Merkezi’nde, 8 Ocak’ta İstanbul Esenyurt Nene Hatun Kültür Merkezi’nde, 13 Ocak’ta Adana Yüreğir Nene Hatun Konağı’nda “Toplumsal çöküş, sıkıntılar ve çözüm” başlıklı ve “Tehlikenin farkında mısınız?” sloganıyla konferanslar düzenledi.
LAİKLİĞİ VE UYGAR KANUNU GAYE ALDILAR
Ankara’daki konferansta laikliği amaç alan Esaslı Değişim Genel Yayın Direktörü Süleyman Uğurlu, “Değerlerinden, tarihinden, kültüründen kopuk bu jenerasyonu bize miras bırakan laik Cumhuriyetin ta kendisidir” dedi. 4721 sayılı Türk Uygar Kanunu’nu maksat alan Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Ofisi Lideri Mahmut Kar ise “İslam’ın kanunlarını yok sayıp, ellerinin karşıtıyla itip, batıya gidip batıdan uygar kanun getirenler ailemizin içerisine dinamit koydular” tabirlerini kullandı. Kar birebir vakitte LGBTİ+’ları da maksat aldı. Konferansın sonunda hilafet daveti yapıldı.
İKİ SİYASİ PARTİ DE TAKVİYE VERDİ
İstanbul’da yapılan konferansta müellif Musa Bayoğlu, Bayanlara Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Memleketler arası Kontratı (CEDAW) ile 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Bayana Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunu gaye aldı. İlahiyatçı Abdullah İmamoğlu ise, “Hilafet devletimiz varken toplumsal manada güvendeydik” dedi. İstanbul’daki konferansa İHH, Kızılay, Alimler ve Medreseler Birliği (İttihadul Ulema), Suffa Vakfı, Peygamber Sevdalıları Vakfı, Hamidiye Vakfı, Kalem-Der, Diyanet-Sen, HÜDAPAR ve Yine Refah Partisi temsilcileri katıldı.
ANAYASAYI HATIRLATTI
Hizb-ut Tahrir’cilerin kent şehir hilafet daveti yapmasını Yurtsever Hukukçular’dan Mustafa Mert Doğan, Cumhuriyet.com.tr’ye kıymetlendirdi.
Doğan, “Laiklik uzun vakittir siyaset eliyle toplumsal alandan silikleştiriliyor. Bu silikleşme en çok da siyasal iktidarın, çağdışı kanılarını yayma fırsatı kollayan tarikatların ve bahsi geçen örgütlerin işine yarıyor” dedi.
Doğan, “Anayasa unsur 2’de düzenlenmiş olan Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik, laik ve toplumsal bir hukuk devleti olması prensibi, uzun vakittir bir unsur olmanın ötesine geçemiyor. Mevzunun vahametini karşılaştığımız örnek gösteriyor. Laikliği savunmayıp AKP karanlığıyla gericilik yarıştırılırsa silahlı selefi terör örgütleri de uygar kanun tartışır. Bu tablodan hemen çıkmamız gerekmektedir” diye konuştu.
“YASAMA ORGANININ TABANINDA…”
“Laikliğin savunulması bugün Türkiye için en hayati sorunlardan biridir” diyen Doğan şunları kaydetti:
“Dinin toplumsal hayatı etkilediği her örnek bizleri hukukun dışına itmektedir. Dinin hukuk mevzuatına sokulması, iktidarın uzun müddettir yapmak için uğraş harcadığı bir husus olma özelliğini hâlâ korumakta. Hâl böyleyken siyasal İslamcı kümelerin yasama organının tabanında laiklik ve uygar kanun tartıştığı bir ülke haline gelmemizin sorumlusunu çok rahat bir halde tespit edebiliriz.”
ÇOCUKLARI SUİSTİMAL ETMİŞLERDİ
Hizb-ut Tahrir’in toplumsal medya hesabından 23 Şubat 2021’de, “Yıkılışının Hicri 100. Yılında Çocuklardan Hilâfet Çağrısı” sözleriyle paylaşılan görüntüde çocuklar kendilerini tanıtırken tarihi isimleri kullanıp akabinde daima birlikte “Hilafetsiz 100 yıl kâfi artık. Ey Müslümanlar size sesleniyoruz, hilafeti yine kurun” diye seslenmişlerdi. Görüntü toplumsal medyada büyük reaksiyon çekmişti.