Zeytinburnu’nda 23 aylık kızını özel kreşe kaydettiren anne kızının bacağında gördüğü morlukların akabinde kreş idareden ve çalışanlarından şikayetçi olmuştu. Şikayet üzerine başlatılan soruşturma tamamlandı. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, S.A.’nın kızının Zeytinburnu’nda bulunan bakımevine gittiği, kızın kreşten geldiğinde bacağında morluklar olduğu, bu nedenle okul vazifeliler hakkında şikayette bulunduğuna yer verildi. İddianamede İsimli Tıp Kurumu raporuna da değinildi. İsimli Tıp Kurumu raporunda , Ö.D.’nin hayati tehlike geçirmediği, kolay tıbbi bir müdahale ile giderilebilecek biçimde yaralandığı belirtildi.
ÇOCUĞU SÜRATLİCE SALLADIKLARI ANLAŞILDI
Bilirkişi kreşe ilişkin kamerada imgelerini de inceledi. İmajlarda, görevlilerin ayağında salladıkları küçük çocuğun bacaklarından tuttukları, uyumayan çocuğa kızdıkları ve yastık ile birlikte küçük kızı süratlice kaldırıp tekrar bıraktıkları, akabinde çocuğu süratlice sağa sola salladıkları elini ve ayaklarını tuttukları, her iki bayanın da küçük kıza kızdıkları, çocuğun ayaklarını oynatmasına müsaade vermedikleri belirlendi.
“OLAYI ŞİKAYET KONUSU ETMEMEM İÇİN BENİ İKNA ETMEYE ÇALIŞTILAR”
İddianamede müşteki S.A.’nın sözüne de yer verildi. S.A. sözünde, “Ben kızımdaki darp izlerini fark etmemle olaydan haberdar oldum. Kızım o tarihlerde 23 aylıktı. Bunun üzerine kuruma müracaat ettim. Kurum tarafından sadece 28 Nisan tarihine ilişkin imajlar izletildi. Bu esnada, kızımın hırpalandığını görmekle çok üzüldüm ve ağladığımdan devamını getiremedim. Kurum yetkilileri evvelki tarihli imajların sistemde yüklü olduğunu ve istediğim vakit izleyebileceğimi, şeffaf olduklarını söylediler. Olayı şikayet konusu etmemem için beni ikna etmeye çalıştılar. Kızımı fiyatsız kabul etmeyi vaat ettiler. Bunu kabul etmedim ve kızımı o kurumdan aldım” dedi.
“BU DURUMU ÖRTBAS ETMEYE ÇALIŞMIŞLARDIR”
Müşteki S.A.’nın sözünün devamında, “Kızımın dört ya da beş ay öncesine kadar devam ettiği bakımevinin idarecileri ve kızıma nezaret eden çalışandan şikayetçiyim. Kızım, kendisine nezaret eden Elif Yaren G. ve Yasemin C. İsimli işçiler tarafından darp edilmiştir. Kelam konusu kurumun idarecileri Kübra K. ve Sevgi Ö. İse bu durumu örtbas etmeye çalışmışlardır” tabirlerine yer verdi.
“ANNENİN BUNUNLA KARŞILAŞMAMASI BUNU GÖRMEMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR”
Şüpheli Yasemin C. tabirinde, “Yaklaşık 10 ay boyunca o kurumda misyon yaptım. Ö.D.A misyon yaptığım sınıftaki çocuklardan biriydi. Bu süreçte hiçbir çocukla meselemiz olmadı. Rastgele bir velimizden şikayet almadık. 28 Nisan günü öğrencinin öksürüğü olduğu için uyuyamadı. Okul idaresinden ailesine bilgilendirilmesini istedik. Bunun üzerine anne S.A. ‘ya haber verildi. Annesi okula gelerek çocuğu okuldan aldı. Çocuğu teslim ettiğimizde bedeninde rastgele bir darp izi yoktu. Çocuğun üzerini ben değiştirdim. Bu türlü bir şey olsaydı görürdüm. Anne çocuğu aldıktan 3 gün sonra basen bölgesinde sıkma olduğunu söyledi. Anne çocuğu aldığında çocuğunda bu türlü bir şey olsaydı 3 gün boyunca anne bununla karşılaşırdı. Annenin bununla karşılaşmaması bunu görmemesi mümkün değildir. Ben okulda çocuğa hiçbir vakit sert davranmadım” dedi.
Şüpheli Elif Yaren G. sözünde, “Çocuk benimle eğitimde bulunduğu esnada hiçbir vakit darba maruz kalmadı. Ben çocuğa hiçbir vakit şiddetli darp, şiddetli tutma yahut sarsma olaylarında bulunmadım. Bizim okulumuzda çocuğuna bir ziyan verilmiş olsaydı çocuğu aldığı gün ortaya çıkardı” halinde konuştu.
İddianamede Elif Yaren G. ve Yasemin Ç. için ‘kasten yaralama’ kabahatinden 1 yıl 6 aydan 4 yıl 6 aya kadar mahpus cezası ile cezalandırılmaları istendi.