İşte Erdoğan’ın konuşmasından satır başları: Büyükşehir belediyeleri barajlar yapmak suretiyle bunun tedbirini alır. Alışılmış bunlar bu türlü anlık adımlar değil. Önlemlerini bunun çok daha evvelden almak gerekiyor. Biz natürel DSİ olarak ülke genelinde pek çok kentimizde barajlar yaptık, yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. Lakin İstanbul, Ankara, İzmir üzere kentlerimizde de büyükşehir belediyelerinin sorumluluğundadır, yükümlülüğündedir. Onların da buralarda barajlar yapmaları gerekir. Örneğin ben İstanbul’da büyükşehir belediye lideriyken o kuraklığın, susuzluğun olduğu periyotlarda barajlar yaptık, 110-120 kilometre aralıktan barajlarımıza Sazlıdere’ye kadar su getirmek suretiyle o barajlarımızı güçlendirdik. Artık de birebir şeyin yapılması gerekiyor. Ancak gördüğümüz, tespit ettiğimiz kadarıyla şu anda oranlar önemli manada düşmüş vaziyette. Lakin ülke genelinde DSİ’nin tasarrufunda olan yerlerde ise biz bu barajları yapmaya devam ediyoruz. En son yaptığımız baraj da işte Yusufeli Barajı. Niçin yaptık bunu? Birçok insanın karşı çıkmasına karşın Yusufeli Barajı’nı yaptık. Şu anda Yusufeli Barajı kısa mühlet içerisinde büsbütün devreye girmiş olacak. Doluluk oranı önemli manada şu anda artmış vaziyette. Kaldı ki orada gerek Borçka gerek Deriner Barajı, bizim için bu problemli anları gidermeye yönelik adımlarımızdır. Bu işin tek önlemi barajlardır. Bunun dışında bu türlü önemli bir önlem kelam konusu değil.
SEÇİM TARİHİ
Hukuk farklı bir şey. Bunun yanında gukuk farklı bir şey. Şu anda seçimle ilgili yetkinin kimle ilgili olduğunu bilmeyecek akdar cahillerin eline kaldık. Cumhurbaşkanı’nın yetkileri aşikardır. Cumhurbaşkanı kararnamesiyle 60 gün evvelce bu işin ilanını yapar. 60 gün sonra da YSK bu kronolojik yapıyı çalıştırır. Mesela Mart’ın 10’unda ilan etti. Sonra 60 gün çalışmaya başlar. 60 günün bittiği vakit seçim günüdür. Bunu da YSK takip eder. 14 Mayıs’ı konuşmaya başladılar. Bu da güzel bir adımdır.
THE ECONOMİST’İN SKANDAL KAPAĞI
Türk medya mensubu olarak Economist’in yorumuna evet diyor musunuz? Tükiye’nin geleceğini İngiliz mecmuası mi tayin ediyor. Türkiye’nin geleceğini İngiliz mecmua tayin edemez.
YUNANİSTAN’IN İDDİALARI
Miçotakis bu türlü şeyler söyleyebilir lakin bu telaffuzlar bölgenin bahtını belirlemeye kâfi değildir. Gerek Lozan’ın gerek adalarla ilgili yaklaşım üslubunun Yunan yetkililer tarafından uygulanmadığını görüyoruz. Adaların silahlandırılması üzere bir şey yoktur. Gerek Lozan gerek öbür mutabakatlara aksi adımlar atmakta. Gereken adımları biz vakti saati geldiğinde memleketler arası toplantılarda söylüyoruz. Bunlar da başlarının devasına bakacaklar.