13 Nisan günü, Atatürk’ün, Bergama gezisini Ali İhsan Güngül’ün derlemelerinden izleyelim:
“Atatürk, halkın gitgide artan sevgi şovları ile halkevine gelirken, kendini çok mutlu ettiği kadar da; duygulandıran bir olayla karşılaşmıştır. Atatürk tam hükümet binasının hizasına geldiğinde karşıdan Özel Yönetim sokağından bir kişi, ‘Albayım, Gazi Paşam, Kumandanım beğenilen geldin ben Conkbayırı’ndaki Salih Çavuş’um’ diye yaklaşmıştır. Atatürk’ün gelsin işareti vermesi üzerine muhafazaların eşliğinde gelirken yeniden, ‘Albayım, Gazi Paşam, Kumandanım, hani Conkbayırı’nda, 10 Ağustos günü senin sol göğsüne şarapneli isabet edipte cep saatini parçaladığında sana su verip, yüzünü de ıslatmıştım ya! İşte o Salih Çavuş’um’ demiştir. Atatürk Salih Çavuş’un yüzüne dikkatle baktıktan sonra; ‘Peki senin yüzüne gözüne ne oldu bu türlü Salih?’ Diye sorunca, Salih Çavuş, ‘Komutanım sen hasta olup İstanbul’a gidince, bizim birlikte karşıya Kum Kaleye yerleşti. Bir sabah başlayan bombardıman sırasında, bombanın biri tam üstümüze düştü, birtakım arkadaşlarımız şehit oldular, kimileri da yaralandı. İşte o anda benimde gözüm akmış, yüzümde bu hale gelmiş, bizi Biga’daki sahra revirine götürmüşler. Eh anamız bizi vatan için yetiştirmiş, vatana bütün azalarımız feda olsun’ deyince orada bulunanlar Salih Çavuş’u alkışlamışlardır.
Atatürk sırtını okşayıp ‘sağ ol Salih Çavuş’ diyerek beraberindekilerden Ordu Müfettişi İzzettin Paşa’ya, ‘Paşam Salih Çavuş’u da notumuza kaydedelim’ demiş ve Halkevine gerçek yürümüştür. Bu sırada General Kemal Balıkesirli Salih Çavuş’la ilgilenmiştir. Kurtuluş savaşımızda Bergama için savaşmış Cinge Cephesi Kumandanı olan Yüzbaşı Kemal olarak tanıdığımız ve sonradan General olan Kemal Balıkesirli Bergama’nın kurtuluş günlerinde konuşmacı olarak geldiğinde o gün yaşanan Salih Çavuş anısını şahsen kendisi yazdırmıştır.
1934 yılının haziran ayının ortalarında askeri ve sivil şahıslardan oluşan bir heyet ‘Sancağı Cezalı’ bulunan piyade alayının tatbikattaki üstün muvaffakiyetinden ötürü sancağı affedilip, Alay Komutanlığına merasimle teslim edilmiş.
Atatürk, Halkevinin ön giriş kapısına yaklaştığında, yürüyeceği yerlere serilmiş olan halıları görünce, durarak ilgiyle halıları izledikten sonra bir halıyı göstererek; ‘bakınız efendiler Ulu ulusumuzun sanatkâr elleri bizlerin üstün marifeti ile zevkini bu şahesere ne maharetle işlemişler. Bu sanat yapıtımız sokakta yerlere serilmek ve çiğnenmek yerine gururla saklanmalıdır’ diyerek, kaymakam ve belediye liderine halıların kaldırılmasını söylemiş, halılara basmadan kenarından yerlere basarak halkevine girmiştir.
…Halkevinde verilen öğlen yemeğine katılan genç tüccar ve işadamlarından Kamil Tınaz’a Atatürk; ‘askeri birliklerimizle iş yapıyor musunuz?’ Diye sormuş ve ‘hayır’ cevabı aldığında ‘neden’ diye sormuştur. Onlarda, ‘İzmir’deki yabancı büyük tüccarlardan alıyorlar’ demişlerdir. O anda Atatürk kaşlarını çatarak, ‘Olmaz o denli şey, evvel kendi tüccarlarımız gelir sizlerde onlardan daha ucuza verin sizlerden alsınlar. Ben gereken talimatı veririm’ demiştir. Tüccar Tevfik Aral da; ‘O anda Atatürk’ün yüksek milliyetçiliğine bir kere daha şahit olduk. Sahiden mayıs ayının içinde Bergamalı bütün tüccarları toplayıp, yapılan mutabakatlardan sonra muhtaçlıklarını bizlerden karşıladılar. İşte o günkü hoş anılarımız hala unutamadım.’ Işık içinde yatsın diyerek bu anılarını bize kendisi sevinçle anlatmıştır.”
Evet, Bergama seyahatimize devam edeceğiz, O’nun gelişiyle Bergama’da ne yenilikler olacağını önümüzdeki haftalarda göreceğiz.
Sevgiler.
26 Mart 2023
Ahmet Gürel
Atatürk Araştırmacısı