TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan Finlandiya’nın NATO’ya üyeliğinin TBMM’de oylanmasına ve oylamanın katılan 276 milletvekilinin tamamının evet oyuyla sonuçlanmasına ait bir yazı kaleme aldı.
Okuyan’ın yazısı şöyle:
BİR OY BİLE MANA TAŞIRDI
Türkiye ile Yunanistan NATO’ya tıpkı tarihte, 18 Şubat 1952’de üye oldu. Argümana nazaran iki ülkede demokrasi şahlanacak, özgürlükler teminat altına alınacak, Ege’de barış tesis edilecekti.
NATO’ya girdikten sonra iki ülkede siyasi cinayetler, yaygın azaplar, kitlesel tutuklamalar, darbeler, faşizm hiç eksik olmadı. “Müttefik” iki ülke birkaç kere savaşın eşiğine geldi, Kıbrıs’taysa fiilen çatıştı.
Türkiye ve Yunanistan’da devrimciler, komünistler NATO’ya karşı durmayı her vakit vazife belledi. Her iki ülkede de halk NATO ile ilgili palavralarla kandırılmıştı, NATO’nun gerçek yüzünü göstermek, onun ipliğini pazara çıkarmak için ülkenin yurtsever devrimcileri büyük bir uğraş harcıyordu.
Çünkü NATO emperyalist dünya sisteminin askeri ittifakıydı.
Çünkü NATO milletlerarası monopollerin örgütüydü.
Çünkü NATO işçi halka düşmandı.
Çünkü NATO darbe yapar, katliam planlar, ülkeleri işgal eder, savaş çıkarırdı.
NATO kıymetsiz bir detay değil, ekmek, özgürlük ve eşitlik arbedesinin tam da merkez konusuydu.
Geçtiğimiz yıl Yunanistan’da Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üyeliği oylandı. Yeni bir ülkenin NATO’ya girmesi için mevcut üyelerin tamamının bunu onaylaması gerekiyordu.
Yunanistan parlamentosu yeşil ışık yaktı NATO’nun genişlemesine. Evet diyenler ortasında “yakışıklı solcu” Çipras’ın partisi Syriza da vardı. Yunanistan’da her dönemeçte ülkenin ve halkın onurunu koruyan Yunanistan Komünist Partisi ise elbette red oyu verdi, bununla yetinmedi ülkenin her tarafında protesto şovları düzenledi.
Sonra onay sırası TBMM’ye geldi. 30 Mart akşamı Finlandiya’nın NATO üyeliği oylanırken Meclis’te yalnızca 276 milletvekili vardı.
Hepsi evet oyu verdi.
AKP, MHP, İYİP; onlar Türkiye sağı… Sağ her vakit NATO’cudur bu ülkede. Ortada atar-tutarlar lakin kritik anlarda hiç zorluk çıkarmazlar.
Oylama öncesi yapılan konuşmalara bakıyorum, konutlara şenlik.
AKP tekrar terörden dem vurmuş. NATO dünyanın en güçlü ve tehlikeli terör örgütüdür halbuki. Finlandiya’ya “hoş geldiniz” demişler bir de! Yıllardır bu kanlı örgütün mesken sahiplerinden biri olmanın “gururuyla”!
İYİP temsilcisi Kamil Erozan ise döktürmüş. “Bugün başvuran biz olsak, demokrasimizin durumu nedeniyle bizi NATO’ya almazlardı” demiş. NATO’yu “demokrasi noteri” ilan etmiş resmen.
MHP malum zati.
Cumhuriyet Halk Partisi’ne gelince… “İsveç’i de burada görmek isterdik” diye kederlerini belirtmiş. İsveç kırılmasınmış… Yetmez lakin Evet demiş CHP yani.
Görüldüğü üzere, Milleti Cumhuru el ele daima birlikte onaylamış NATO’nun genişlemesini.
Bir de oy vermeyenler var.
Gelmeyenlerin kuşkusuz daha kıymetli işleri vardır. HDP gelmiş lakin oylamaya katılmamış. Bütün askeri mutabakatlara karşılarmış. Olağanda hayır derlermiş. Lakin Finlandiya’nın haklı güvenlik telaşları varmış, buna karşı çıkamazlarmış.
“Neden farklı duruyorsunuz, HDP ile ittifak yapmıyorsunuz” diye soruluyor, işte münasebetlerden bir tanesi. NATO’ya karşı durmayanlarla yan yana gelmiyoruz örneğin.
Ha bazıları bunları önemsemeyebilir, Meclis aritmetiğine ait hesap yapmaktan zihinleri yorgun düşmüş, ülke ve dünyayı takip edemez hale gelmiş olabilirler.
Biz o denli yapmıyoruz.
Emperyalizme karşı gayretten, bağımsız ve hâkim bir ülke amacımızdan, laiklik savunusundan ve insanın insanı sömürmediği bir tertip kurma irademizden vazgeçmiyoruz.
NATO oylaması 276 evete karşılık sıfır hayır oyuyla sonuçlandıysa, bu ayıbı ziyadesiyle temizlemek üzere bir misyon de eklendi bu ülkenin yurtseverlerinin omzuna.