Yaptığı paylaşımlarla iktidara ait çarpıcı bilgiler veren organize hata örgütü lideri Sedat Peker, son günlerde toplumsal medya hesabından çeşitli etkileşimlerde bulunuyor. Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) bulunan ve güvenlik gerekçesiyle paylaşım yapmaması tarafında BAE idaresi tarafından uyarılan Peker, geçen günlerde kendisi hakkında yazılan bildirileri evvel retweet edip 6 dakika sonra sildi. Bu atılım kamuoyunda Peker paylaşımlarına başlayacak mı sorusunu gündeme getirdi. Peker’in bundan sonra nasıl bir tavır takınacağı ise merak konusu.
Peker’in avukatı Ersan Barkın’a kamuoyunun gündeminde yer alan soruları sorduk. Barkın, “Gerçekten aylar öncesinde kelam verdiği biçimde yayınlarla, bildiği ya da direkt içinde olduğunu tabir ettiği aksiyonları, evrakları açıklayabilmesi lakin fiili mesken hapsinin kaldırılmasına bağlı” dedi.
“Sayın Peker’in twitter’daki etkileşimini niye yaptığını bilmiyorum” diyen Barkın “Bu etkileşimleri geçmişte onun mevcut tüzel durumuna ziyan verdiğini biliyorum. Buna rağmen kimi vakit yaptığı etkileşimler, görüntülerinde kelam ettiği ‘Gerekirse dumanla da insanlara ulaşma’ biçimi” tabirlerini kullandı.
(Ersan Barkın)
Peker’in rastgele bir paylaşım yapmamasını yorumlayan Barkın, “Bugünkü durumu dijital tecrit diye tanımlanıyor lakin hukuken yaşadığı, vakit zaman toplumsallaşmasına müsaade verilen bir mesken hapsi” dedi.
KIRMIZI BÜLTEN KARARI
Barkın açıklamasının devamında Peker’in hangi şartlarda paylaşım yapacağını şu sözlerle belirtti:
“Bu uygulamanın başladığı sırada kendisine, gerek kendisinin, gerekse kendisiyle tanımlanabilecek rastgele bir hesabın bağlantıya kapatılması ihtarında bulunulmuştu. Sedat Peker, halihazırda hakkında kırmızı bülten kararı olan biri. Hasebiyle, kırmızı bültenin infazına yani tutuklanması sonucuna yol açabilecek bir harekette bulunması hiçbir biçimde mümkün değil.
Bu yüzden nitekim aylar öncesinde kelam verdiği biçimde yayınlarla, bildiği ya da direkt içinde olduğunu söz ettiği aksiyonları, belgeleri açıklayabilmesi lakin fiili mesken hapsinin kaldırılmasına bağlı.
Türkiye’deki muhalefetin, siyasi partiler, basın ya da yurttaşların kendisinin söz hürriyetinin kısıtlanması sonucu doğuran bu durumun kaldırılması istikametindeki ağır eforunun karşılık vereceği kanaatinde ve bu durumda daha evvel verdiği kelam uygun davranacağını kararlılıkla söz ediyor.”