Son olarak ‘Kızılcık Şerbeti’ dizisinde rol alan 36 yaşındaki oyuncu Alara Bozbey, geçtiğimiz gün Nişantaşı’nda objektiflere takıldı. Bir kafede arkadaşları ile oturan oyuncu kendisini basın mensuplarının beklediğini öğrenince dışarı çıkarak “Arkadaşlar hava çok soğuk üşümeyin, buyurun konuşalım” diyerek takdir topladı.
“TADI DAMAĞIMDA KALDI”
Muhabirlerin sorularını yanıtlayan Bozbey, “‘Kızılcık Şerbeti’ dizisinden senaryo gereği ayrılmak zorunda kaldım. Tadı damağımda kaldı diyebilirim, benim için farklı ve hoş bir karakter oldu. Toplumsal medyadan da çok hoş yansılar aldım” dedi.
Yeni projeleri değerlendirmeye aldığını ve senaryo okumaya tekrar başladığını söyleyen ünlü isim, yazlık bir dizide rol alabileceğini de kelamlarına ekledi.
“ZOR SEVDİĞİM İÇİN GÜÇ BIRAKIYORUM”
Özel hayatıyla ilgili de değerli açıklamalarda bulunan hoş oyuncu, şu sözleri kullandı:
İlişkilerimde muhakkak ölçüde taviz verebilirim lakin bu beni mutsuz edecekse mutlaka taviz vermem, zira ben mutsuz olduğumda karşı tarafı da mutsuz ediyorum. Güç bir bayan değilim ancak bir şeyleri denemeye çok açık da değilim, güç sevdiğim için güç bırakıyorum. Ondan ötürü dikkatli davranıyorum.
“İLK GÖRÜŞTE AŞKA İNANIYORUM”
“Aşka hâlâ inananlardanım, şimşek üzere anlık bir şey” diyen Bozbey, “Hoşlanmak ya da konuştukça birbirimizi sevmek durumu değil bu, ben birinci görüşte aşka inananlardanım. Ancak çok da güzel bir şey değil bu, zira elinizden denetim gidiyor” diye konuştu.
“DEPREM BÖLGESİNE GİTTİĞİMDE GÖZLERİME İNANAMADIM”
Son olarak Kahramanmaraş sarsıntısı ile ilgili gelen sorular karşısında gözleri dolan Alara Bozbey, “Büyük bir felaket, arkadaşlarımın ailesinden çok kayıpları oldu. Zelzele bölgesine gittiğimde gözlerime inanamadım, beni en çok duygulandıran da o çaresizlikteki insanların hâlâ bizleri görünce ‘Siz misafirsiniz!’ diyerek bizlere lokum, bisküvi ve çay ikram etmeye çalışmaları oldu” dedi.
“ELİMDEN GELENİ YAPMAYA DEVAM EDECEĞİM”
“Biz sahiden olağanüstü bir ülkeyiz” biçiminde konuşan oyuncu, kelamlarını şöyle noktaladı:
Çocuklar çok sevindi, en çok sevindikleri şey de onlara futbol topu getirmemiz oldu. Birlikte öpüştük, koklaştık ve oyunlar oynadık. Elimden geldiğince onları keyifli etmeye ve yardımcı olmaya çalıştım. Önümüzdeki hafta tekrar gidip elimden geleni yapmaya devam edeceğim.