Yapılan incelemelerde mumya ile ilgili hem fiziki hem de toplumsal bulgulara ulaşıldı.
Mısır’dan arkeoloji tutkunlarını ilgilendiren yeni bir haber geldi. Kahire’deki bir müzede artık standa açık olan lakin bugüne hiç açılmamış olan bir mumyaya ilişkin lahit, birinci defa dijital olarak görüntülendi. 2.300 yıllık olduğu düşünülen ve 14-15 yaşları ortasında olan isimsiz bir çocuğa ilişkin mumya, ilglinç eşyalara sahipti.
Bilim insanları, tabutun içini görebilmek için X-ışınları kullandılar. Kullanılan ışınlar hem mumyanın kime ilişkin olduğunu anlamaya yardımcı oldu hem de tabut içerisindeki objelerin tespit edilmesini sağladı. Görünen o ki 2.300 yıllık ceset, beyaz bir sandalet ile tabut içine koyulmuştu. Elbette bunun bir nedeni vardı.
Bilim insanları tarafından yapılan incelemelerde, 2.300 yıllık mumyanın tam 49 yerinde altın muska tespit ettiler. Ayrıyeten meyyitin yüzünde büyük bir altın maske vardı. Uzmanlar, bunun doğal bir sonucu olarak küçük çocuğa “altın çocuk” lakabını taktılar.
Webtekno’nun aktardığı araştırmanın haberine nazaran Mısır’da dijital olarak incelenen mumya, “Mısır Ölüler Kitabı”nda yer alan ritüellere uygun bir formda defnedilmişti. Mısır’ın Edfu isimli kentindeki hafriyat çalışmaları sırasında bulunan mumyanın bu kadar fazla sayıda muskaya sahip olmasının, küçük çocuğun yüksek statü sahibi olduğu manasına geliyordu.
MÖ. 330 ile MÖ. 30 yılları ortasında yaşadığı düşünülen gencin mevt sebepleri de incelendi. Bilim insanları, bunun muhtemelen doğal vefat olduğu sonucuna ulaştılar. Çünkü cesedin beden bütünlüğünde rastgele bir sorun yoktu. Bunun dışında, mevtin doğal olmayan bir formülle meydana gelebileceğini düşündüren rastgele bir iz bulunmuyordu.
Mumyanın yüzünü de inceleyen bilim insanları, çocuğun küçük bir burna, dar bir çeneye ve kısmen açık gözlere sahip olduğunu, oval bir yüzü bulunduğunu açıkladılar.
Muskalar, eski Mısır kültüründe epeyce yaygındı ve bunların birer gayeleri vardı. Benzeri bir biçimde sandaletin de…
Öyle ki mumyanın sandaletle gömülmesinin nedeni, Eski Mısırlıların Ölüler Kitabı’na nazaran yine diriltildiğinde pak ve dindar olmasını sağlamaktı. Yani ölen genç, ilahlarının karşısına pak bir formda çıkmış olacaktı.
Gencin kalbine bok böceği muskası yerleştirilmişti. Bu muskanın emeli, kıyamet günü geldiğinde kalbin, ölen kişi aleyhinde konuşmasını engellemekti. Lisana yerleştirilen diğer bir muska ise ölen kişinin ahirette konuşmasına imkan tanıyordu. İşte bedenin öbür kısımlarına yerleştirilen muskalar da büsbütün ahiret hayatı ile ilgiliydi