Dr. Tuğba Tatar, Ramazan ayında beslenmede dikkat edilmesi gerekenlerle ilgili tekliflerde bulundu.
Beslenmeyle ilgili yapılan yanlışlara dikkat çeken Tatar, “Normalde sağlıklı beslenme tekliflerimiz olduğu vakit az az sık sık beslenilmesi gerektiği tavsiye edilir fakat bunda Ramazan orucunda bu türlü bir durum kelam konusu değil. Uzun mühlet aç kalınması üzere bir durum kelam konusu. Hasebiyle Ramazan’da iftar sonrası devirde az az, sık sık beslenme kısmını gerçekleştirebilmemiz mümkün” dedi.
Tatar şöyle konuştu:
- “Bizim insanlarımız makul bir vakit açlıktan sonra çabucak doyma hissiyle çok fazla yemek istiyor fakat bu yaptığımız beslenmeye dair yanlışlardan bir tanesi. Zira birinci etapta hafif bir şeyler tüketerek orucumuzu açmamız gerekiyor. Bu manada da aslında uyguladığımız formül hoş bir prosedür. Birinci evvel hurma tüketiyoruz, daha sonra suyumuzu içiyoruz. Bu yaptığımız gerçek, zira hurma lifli bir besin ve içerisinde hoş besin öğelerini içeriyor. Hurmamızı tükettikten sonra suyu da ne çok sıcak olacak halde ne de çok soğuk olacak halde ılık bir halde tüketip, hafif olacak biçimde bir çorbayla Ramazan orucumuzu açabiliriz.
- Daha sonra belli bir orta vermek sıhhat manasında olumlu tesir sağlıyor. Zira yalnızca Ramazan orucu için değil genel itibariyle süratli bir formda besinleri tüketmek beyefendisine tokluk sinyali gitmeden bizim çok fazla bir şeyler tüketmenize sebebiyet veriyor. Bu yüzden yavaş yavaş çiğnemek gerekiyor. Bu manada yavaş yemek değerli, biz her vakit yavaş yemenin ehemmiyetinden bahsediyoruz ancak genelde buna uymuyoruz. Gerekirse her lokmayı aldığımızda kaşığımızı bırakarak besinleri yavaş bir formda tüketmemiz değerli. Daha sonra orta vermek gerektiğini söyledim, çorbamızı içtikten sonra kan şekerimizin regüle olması için makul bir müddet orta vermek daha güzel bir durum.”
SUYU YUDUM YUDUM VAKTE YAYILARAK TÜKETMEMİZ GEREKİYOR
Suyun yudum yudum vakte yayılarak tüketilmesi gerektiğini belirten Tatar, “Ramazan ayının durumuna bağlı olarak her vakit istediğimiz üzere su tüketemeyebiliyoruz. Bir de kalori tüketimimiz de değişebiliyor. İftardan sonra su tüketimimizi yapıp sahura kadar olan kısımda aklımıza geldikçe yudum yudum sularımızı tüketmemiz lazım. Bir de gün içinde susuz kaldığımız için 2 – 2,5 litre kadar suyumuzu tüketmemiz gerekiyor. Zira gün içerisinde bir susama hissi geldiği halde tüketemiyoruz. Hasebiyle bu gereksinimi karşılayabilmek için de iftar ve sahur ortasındaki devirde 2-2,5 litre kadar su tüketmemiz lazım” diye konuştu.
EGZERSİZ PROGRAMI YAPILABİLİR
Açlık durumunda antrenman yapılmasının yağ yakma bakımından daha çok tavsiye edilen bir durum olduğunu söyleyen Tatar, şöyle konuştu:
- “Ramazanda spor aktivitelerinin beslenme ile alakalı kısımlarından bahsedecek olursak, olağanda açlık durumunda antrenman yapıldığında bedenin metabolizması farklı bir formda işliyor, tokluk durumunda bir idman yapıldığında bedenin metabolizması farklı bir biçimde işliyor. Bunları incelediğimizde aslında tokluk durumunda kan şekeri, karbonhidrat kâfi ölçüde olduğu için beden karbonhidratı yakıyor.
- Ama beden açlık durumunda bedendeki glikojen depoların artık harcanmış kanda ki şeker oranı kâfi olmadığı için, açlık durumunda ise yağ depolarımızdan yakıyoruz. Aslında olması gerekende yağ depolarından yakılmasıdır. Münasebetiyle açlık durumunda idman yapılması yağ yakma bakımından daha çok tavsiye edilen bir durumdur. Ancak bununla bir arada şu formda bir sorun ortaya çıkıyor; idman yapıldığı vakit bedendeki sıvı kaybı çok fazla yüksek oluyor. Oruçta da biz sıvı tüketemediğimiz için onun yerine konulması noktasında birtakım badireler ortaya çıkıyor.
- Egzersiz sırasında kaybedilen suyun tekrar yerine konulabilmesi için idmanın akabinde o suyun tüketilmesi lazım. Bu manada oruçken antrenman yapmak bedenden terle birlikte sıvı kaybını çok fazla artıracağı için bu durumda bir sorun oluşturabilir. İftara yakın bir saatte, çabucak sonrasında sıvı tüketimi sağlayacak formda bir program yapılabilir.”
DİYABET HASTALARININ TABİPLERİNDEN GÖRÜŞ ALMASI GEREKİYOR
Diyabet hastalarının oruç tutabilmeleri için tabiplerinden görüş alması gerektiğini belirten Tatar, “Hepsinin kuralı farklı olabiliyor. Bu yüzden kesinlikle ve kesinlikle kendilerini takip eden uzmandan bir görüş almaları çok kıymetli. Şayet oruç tutmak istiyorlarsa, diyetisyenleri ve sıhhat profesyonellerinden kesinlikle görüş almaları lazım. Sıhhat profesyonelleri oruç tutmaları konusunda bir mahsul bulunmadığını belirtiyorlarsa bu halde oruçlarını tutabilirler” sözlerini kullandı.